Onun film geçmişi olsa da büyük izlenme rekorları kırıldı. Daha fazla çocuğun keşfedildi. Sinema öncesine adım atıldıktan sonra sahnelere. Dönemin en ünlü oyuncu ve dansözlerinden rapor edildi.


Tüm dünya onu seyretti. Saçının bir teline dokunmak için servisler seriilirdi. Ama gün geldi ve servet gitti. Hayatında kimse yoktu. Bir trafik kazasında cansız olarak üç gün morgda bekledi. Sonunda beş kişinin onu verileri verdi.
DEVAMİ DİĞER SAYFADA

Aslında böyle hikayeler ünlülerin dışarıdan bakıldığında pırıltılı görünen dünyasında öyle çok ki… Bazen şansları kötü gittiği için bazen kendi yanlış adımları yüzünden şöhretin zirvesinden bir anda yalnızlığın ve yoksulluğun en derinine düşen ünlülerin öykülerini okumuşsunuzdur siz de! İşte Yeşilçam’ın bir dönemine damga vuran yıldızların yaşadığı o film gibi hayatlar.


Bir zamanlar, milyonlarca Türk kadınının görüntüsünü taklit etmeye çalıştığı bir yıldızdı Belgin Doruk. İncecik topuklu ayakkabıları, kabarık etekleri, kabarık siyah saçları ve çekik gözleriyle bugün belli bir yaşın üzerinde olan kuşağın idolüydü.

O siyah beyaz Yeşilçam’ın ‘küçük hanımefendisi’ydi… 1952’de henüz bir ortaokul öğrencisiyken Yıldız Dergisi ve İstanbul Film’in açtığı yarışmayı kazanarak sinemaya adım attı.

Kariyeri hızlı başladı, birçok filmde rol aldı. Ayhan Işık ile iyi bir ikili oluşturdu ve birlikte çevirdikleri ‘Küçük Hanımefendi’ serisi çok tutuldu. Melodramların ve duygusal güldürülerin değişmez oyuncusu oldu.
Doruk’un hayatı trajedilerle ve zorluklarla geçti. Kendisinden 30 yaş büyük bir adama, ilk eşi Faruk Kenç’e aşık olup evlendi Doruk. Atlar, köşkler, yatlar, katlar, binbir çeşit kostümler içinde yaşarken başka bir genç adama aşık oldu ve çöküşün başlangıcını yaşadı.

İkinci eşiyle oturduğu eve icra memurları geldi. Varını yoğunu alıp götürdüler. O da kızının evinden getirdiği eski koltuklarla idare etti.

İkinci eşinde de aradığı mutluluğu bulamadı Belgin Doruk. Eşinin iş gereği sık sık seyahate çıkması yüzünden kendisini kopkoyu bir yalnızlığın içinde buldu. Doruk 1970’li yılların başında dönemin en ünlü g*azinosu Çakıl’da sahneye çıkmaya da hazırlanmış. Ama söyleyeceği şarkının sözlerini unutunca bu hayali de suya düşmüş.
Doruk inişli çıkışlı hayatı boyunca bir çok zorluğa göğüs germek zorunda kaldı. Yaşadığı güçlüklerin etkisiyle aldığı fazla kilolardan kurtulmak için anfetaminli ilaçlar kullandı. Ama bu ilaçlar sinir sistemini alt üst etti. Daha fazla kilo almaya başladı. Sonradan “dostum oldu” dediği yalnızlığı fazla uzun sürmedi Doruk’un. 26 Mart 1995’te hayata gözlerini yumdu.

Geride eski İstanbul’un Arnavut kaldırımı sokaklarındaki topuk sesleri ve çoğu siyah beyaz filmleri kaldı. 15 Mayıs 1944’te Mersin’de dünyaya gelen Birol Işın’ın filmlere konu olacak bir yaşam öyküsü var. Küçük yaşta ailesini yitirince akrabalarının yanında kalan Işın sinemayla Adana’ya çekim için giden bir film ekibi sayesinde tanıştı. Gördüklerinen etkilenince film yıldızı olmak için 1958 yılında İstanbul’a geldi. Hem de yaya olarak. Henüz 15 yaşında olan Işın, soluğu Beyoğlu’nda bir otelde aldı.

İstanbul’a gelişinin hemen ertesi gün bir film şirketinin kapısında bekleyip sete giden bir minibüse gizlice bindi. Bu deneyim onun sinemanın büyüsüne iyice kapılmasına yol açtı. 1968 yılında Türkiye’de ilk yerli fotoromanı yayınlayan Birol Işın, Elziliş ve Diriliş gibi filmleri yönetti.

Işın’ın trajedisi aslında yıllar önce başladı. Oğlu Finlandiya’ya kızı da Almanya’ya yerleşen Işın eşinden de ayrılınca bunalıma girdi. Ekonomik durumu da kötüye giden Işın 2005 kışında sokakta donmak üzereyken bulundu.


Ona Kayışdağı Darülaceze Müdürlüğü’nü sahip çıktı. 2007’de Yaşam Evleri projesi kapsamında Beyoğlu Sururi Mahallesi’ndeki bir apartmanın giriş katındaki evine yerleştirildi. Kızı arayıp bulamayınca polise haber verdi ve cansız bedeni bulundu. Toprağa verildiğinde cenaze töreninde sadece 10 kişi vardı.

Hayatı fırtınalarla geçen, figüranlıktan zirveye ulaşan Cahide Sonku, bastığı yerlere halı serilen, ayakkabısından şampanya içilen sinemamızın ilk starıydı. Parasının kıymetini bilmedi, har vurup harman savurdu.
Ve buna alkol tutkusu da eklenince sonunda sokaklarda kalacak kadar göz yaşartan bir yoksulluğun pençesine düştü.

Cahide, 18 Mart 1981’de, bugün Pera Palas’ın karşısında olan ve yıllar sonra onun anısına açılan ‘Cahide’s Restoran’ın bulunduğu yerde kör kütük sarhoş hayata veda etti. Öldüğünde 65 yaşındaydı.

Hayat öyküsü da soyadı gibi bitti…1925’de Diyarbakır’da doğan Sami Hazinses, ilkokuldan sonra çalışmak için İstanbul’a geldi. 1953’de Mahir Canova’nın yönettiği ‘Kara Davut’ filmindeki rolle sinemaya başladı. Sonraki yıllarda çevirdiği filmlerle rolleri büyüyen Hazinses, Türk sinemasının unutulmaz komedi sanatçıları arasına girmeyi başardı. Hazinses, oyunculuğunun yanı sıra güfte ve beste çalışmaları da yaptı. Son yıllarında sefaletin kucağında olan sanatçı, Göztepe Semiha Şakir Huzurevi’ndeydi. 2002’nin ağustos ayında hayata gözlerini yalnızlık içinde yumdu.

Hülya Tuğlu’nun öyküsü de bir Yeşilçam melodramı olabilecek türdendi. Sessiz sedasız yaşadı, bir çok filmde yardımcı roller için kamera karşısına geçti… Hiçbir zaman spot ışıklarının üzerine çevrildiği bir yıldız olmadı.. Kariyerini istikrarlı ama sakin bir biçimde sürdürdü.

Sonunda da tıpkı y–aşadığı gibi sessiz sedasız bu dünyaya veda etti… Ölümü ise gazetelerde tek sütuna bir kaç satırlık haber oldu… Dile kolay tam 41 yıldır Yeşilçam’ın içindeydi… Belki Yeşilçam’ın en parlak yıldızlarından biri olmamıştı. Ama sarı saçları, mavi gözleri ve elbette yeteneğiyle bir dönemin aranılan yardımcı oyuncularından biriydi. Kimi zaman sinema filmleri için kamera karşısına geçti, kimi zaman TV dizileri için.


Küçük Sevgilim, Sinderella Külkedisi, Ekmekçi Kadın gibi filmlerde rol aldı Tuğlu.. 2004’te Melekler Adası, 2006’da Kaybolan Yıllar, 2007’de de Vazgeç Gönlüm adlı TV dizileriyle ekrana geldi. 2012 yılında son nefesini verdi Hülya Tuğlu. Türk sinemasının sessiz kahramanlarından biriydi, bu dünyadan göç edişi de tıpkı meslek yaşamındaki gibi sessiz sedasız oldu.. Hülya Tuğlu, Feriköy Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı..



Bunlar da İlginizi Çekebilir