Çanakkale’nin Asıl ve Asil Kahramanları

Bir Resmin Gerçek Hikayesi:
Lütfen resme dikkatle bakın,
Sene 1915… Bir tren, Bilecik İstasyonunda beklemektedir. Sevkiyat subaylarından Abdülkadir Bey, vagonların arasında sessiz, hareketsiz bir gölge görür. Merakla ve şüpheyle yaklaşır. O anda çakan şimşeğin aydınlığında şunlara şahit olur: Ak saçlı, beli bükülmüş, soluk benizli, başı beyaz yaşmaklı ihtiyar bir Türk anası, çakılmış gibi orada duruyor. Yağmurdan sırılsıklam olmasına rağmen, huşû içinde beklemektedir. Anadolu’nun cefakâr, vefa timsali ve sabırlı anası ile Abdülkadir Bey arasında şu konuşma geçer:

– Valideciğim, yağmurun altında niye böyle
bekliyorsun?


Lütfen resme dikkatle bakın, Sene 1915.

Bir tren, Bilecik İstasyonunda beklemektedir. Sevkiyat subaylarından Abdülkadir Bey, vagonların arasında sessiz, hareketsiz bir gölge görür. Merakla ve şüpheyle yaklaşır. O anda çakan şimşeğin aydınlığında şunlara şahit olur:

Ak saçlı, beli bükülmüş, soluk benizli, başı beyaz yaşmaklı ihtiyar bir Türk anası, çakılmış gibi orada duruyor. Yağmurdan sırılsıklam olmasına rağmen, huşû içinde beklemektedir. Anadolu’nun cefakâr, vefa timsali ve sabırlı anası ile Abdülkadir Bey arasında şu konuşma geçer: – Valideciğim, yağmurun altında niye böyle bekliyorsun? – Trende oğlum var. Onu selametlemeye geldim. – Oğlun kimdir, nerelisiniz? – Söğüt’ün Akgünlü köyünden Mehmedoğlu Hüseyin.

Onu görmek ister misin, çağırayım mı? – Sana dua ederim. Ona bir çift sözüm var. Hüseyin, kısa zamanda bulunup getirilir. Elini öpen oğlunu bağrına basan ana, ona son olarak şu nasihati yapar: -Hüseyin’im, yiğit oğlum benim!.. Dayın Şıpka’da, baban Dömeke’de, ağaların Çanakkale’de şehit düştüler. Bak son yongam sensin. Eğer minarelerden ezan sesi kesilecekse, caminin kandilleri sönecekse sütüm sana helal olmasın! Öl de köye dönme. Yolun Şıpka’ya düşerse dayının ruhuna bir Fatiha okumayı unutma. Haydi oğul! Allah yolunu açık etsin. Hüseyin, anacığının elini öptü; ancak bunun son öpüşü olduğunu nereden bilebilirdi ki!..
Yaşlı gözlerle oğluna bakan bu ana, son evladını da dualarla bu şekilde cepheye uğurladı…

İşte bu resim bu abidevi kahramanlığın, din ve millet, vatan muhibbanının günümüze kalmış, kalp burkan içli bir hatırasıdır. “Oğlum sende bizim İsmail’jmizsin, seni Allah için vatan için kurban gönderiyoruz” diyerek evladını şehit verip, 14 yaşındaki son evladını cepheye uğurlayan ellerinden öpülesi anamız. Şu garibanlıga bakın, Üstte yok, Elde yok, Ayakta yok.

Azmin ve imanın her türlü güce galebe çaldığı, tarihte eşine az rastlanan, namusu, vatanı ve milletinin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını veren yüz binlerce kahramanın eseri Çanakkale Zaferi ile 106 yıl önce destan yazan tüm kahramanlarını bir kalbi buruklukla, rahmet ve minnetle yad ediyoruz. BAZI BORÇLAR ÖDENMEZ

Bunlar da İlginizi Çekebilir