Güncel
15 Şubat 2022 ( 4129 izlenme )

Anlayaşamayan evli çiftin ibretlik hikayesi


Karı koca hergün sudan nedenlerden kavga ederler. 
Adam en sonunda dayanamayıp boşanmaya karar verir. Bir gün istişare etmek için perişan halde herkes tarafından sayılan, 
sözüne güvenilen bir Zat’ın yanına gider. O zat ona öyle bir şey söyledi ki adamın beti benzi atar, ş*k olur…

Adamın birisi hanımı ile hiç geçinemez. 
Evde hergün yoktan sebepler yüzünden tartışma olur. 
Adam bu tartışmalardan bıkıp artık ayrılmak ister. Bunların münakaşaları yüzünden iki tarafın ailelerinin de araları açılır… 
Bu şahıs bir gün perişan bir halde, istişare etmek için deneyim sahibi, ilim ehli, herkes tarafından sevilen, sözüne güvenilen bir zata gidip durumu anlatır, hanımından boşanmak istediğini söyler. O zat, ona; “Artık ayrılsan da fark eden bir şey olmaz.

Şurada bir ay kadar ömrün kaldı, ne istiyorsan yap!” der… Bu sözü duyan adam şoke olur, rengi atar, yine perişan bir durumda çıkar gider… 
Rastladığı tanıdıklarıyla helalleşmeye başlar. Eve gider, hanımına ağlamaklı; “Hatun gel, bunca zamandır seni üzdüm, sana iyi kocalık yapamadım, istediğini alamadım, hakkını gözetemedim, ne olur beni affet, bana hakkını helal et” der. Hanımı; “Allah Allah, bu adama ne oldu da böyle şeyler yapıyor!” der, acır ona ve “Bey, asıl sen hakkını helal et, ben hep edepsizlik yaptım, seni çok üzdüm” der. İkisi de başlar ağlamaya… Sonra adam, kavgalı olduğu kayın pederine gider. Onlarla da ağlayarak helalleşir. Adamın hanımı da, kendi kayın validesine gidip aynı biçimde helalleşir. Artık evde hergün cennet hayatı yaşarlar ve birbirlerini hiç üzmezler…

Ama adam, hanımına, o zatın, *leceğine dair sözünden hiç bahsetmez… Bir ayın dolması için günleri sayar. 
Günler yaklaştıkça bunun iyiliği artar, geceleri de ibadet eder. Bunun iyiliği artınca hanımının da ve ailelerin de iyiliği artar… Bir ay dolar. Ha bugün *leceğim ha yarın… derken, bir türlü *lmez! “Kesin bir ay denmedi, bir ay kadar dendi, belki birkaç gün daha var” diye düşünür…

Birkaç gün daha bekler, yine *lmez. Sonra o zatın yanına gider; 
“Efendim ben *lmedim” der. O zat da;
 “Ne *lmesi?” deyince; “Efendim siz ‘bir ay kadar ömrün kaldı’ demiştiniz, o bir ay doldu ancak ben *lmedim” der. 
O zat; “Kardeşim, ben senin ne zaman *leceğini bilemem, ancak şunu biliyorum, *lüm var, bir gün şüphesiz *leceksin.
 *lecek adam kavga niza ile hayatını zehretmez. Şu andaki hayatından memnun musun?” der. Adam “Evet hiç tartışmamız olmuyor” der. 
O zat; Haydi artık böyle devam edin” der… O ailenin iki çocukları olur, gül gibi geçinip giderler… İşte tüm mesele vefatı unutmamak. 
*lümü unutunca ne oluyor, unutmayınca ne oluyor bu açık bir örnek. Bütün sorunlar vefatı unutmaktan,
 hak ve hukuka riayet etmemekten yani dinimize uymamaktan ileri gelir…

Bunlar da İlginizi Çekebilir