3 yaşındaki Aras doğum gününde hayatını kaybetti.
Dünyada sık görülmeye başladı. Ülkemizde de görülmeye başladı ve yayılıyor.
Ailesi "Sabah 5 gibi uyandığında burnunun morardığını fark ettik" dedi ve doktora götürdüler.
"Doktorumuz, hafif boğazının kızarık olduğunu, normal soğuk algınlığı olduğunu söylemişti. Ona göre ilaçları verdi. Biz de kullanmaya devam ediyorduk. Ama aslında bu başka bir nedenden kaynaklanıyormuş. Aman çocuklarınıza ve kendinize dikkat edin çünkü yayılımı arttı.
Sebebi diğer sayfamıza geçerek okumaya devam ediniz
Aras Sönmez, 10 Ocak'ta boğaz ağrısı ve soğuk algınlığı şüphesiyle ailesi tarafından özel hastaneye götürüldü. Soğuk algınlığı teşhisi konulup, ilaç verilerek eve gönderilen Aras Sönmez, gece tekrar rahatsızlanınca, Etlik Şehir Hastanesi'ne götürüldü.
Yoğun bakıma alınan Aras Sönmez, 11 Ocak günü öğle saatlerinde doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı.
'SOĞUK ALGINLIĞI DEDİLER'
Aras’ın babası Oğuz Buğrahan Sönmez, önce soğuk algınlığı şüphesi ile doktora başvurduklarını belirterek, "Doktorumuz, hafif boğazının kızarık olduğunu, normal soğuk algınlığı olduğunu söylemişti. Ona göre ilaçları verdi. Biz de kullanmaya devam ediyorduk. O gece de her zaman olduğu gibi rutinlerimizi yerine getirdik. Çizgi film izledik, oyun oynadık. Uyuduktan sonra lenflerinin şişmesi ile beraber biz kabakulaktan şüphelendik. Çünkü daha önceden bir rahatsızlığı yoktu. Sonrasında saat 05.00 gibi uyandığında burnunun morardığını gördüğümüzde apar topar menenjit şüphesi ile Etlik Şehir Hastanesi'ne gittik" dedi.
'STREP A BAKTERİSİ OLDUĞUNU SÖYLEDİLER'
Etlik Şehir Hastanesi'nde doktorların da önce menenjitten şüphelendiğini sonra 'bakteri olabilir' dediklerini anlatan Sönmez, şöyle konuştu:
"Damar yolundan antibiyotik tedavisine başladılar; ama ne ile mücadele ettiklerini bilmiyorlardı. Yoğun bakıma kaldırdılar. Yoğun bakımda biraz süre geçtikten sonra durumunun kritik olduğunu söylediler. Kalbinin kan pompalamayı durdurduğunu, tansiyon alamadıklarını ve son bir yaşama şansının olduğunu; cihaza bağlayıp kanı çevirmek için müdahale edeceklerini söylediler.
Biz de gerekli imzaları verdik. Operasyon bitti, ondan sonra trombosit istediler bizden kanı temizlemek için, onu bulduk. Ondan sonra da gece 12.00 gibi artık çocuğumuzun vefat haberini aldık. Sonra tanıyı söyleyemediler bize. Önce ölüm raporunda 'belirlenemeyen bir virüsün hızla yayılmasından dolayı doğal ölüm' dediler. Ertesi gün defnettiğimizde Strep A bakterisi olduğunu söylediler."
Oğuz Buğrahan Sönmez, Aras'ın 9 aylık kız kardeşinin olduğunu ve doktorların ondan da şüphelendiğini belirterek, "Ona 'koruyucu aşı yapalım' dediler. Damar yolundan bir antibiyotik verdiler. Sonra bir saat de hastanede beklettiler. Bulaşıcı oldu mu olmadı mı kontrol ettiler. Çünkü aynı odada uyuyorlardı. Onun sonrasında da bir şey çıkmadı" dedi.
'COVID-19 ÖNLEMLERİ SALGINI ÖNLEDİ'
Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Tutku Taşkınoğlu, Strep A'nın halk arasında beta enfeksiyonu olarak bilinen bakteri türü olduğunu söyledi.
Taşkınoğlu, Strep A enfeksiyonun yeni bir enfeksiyon olmadığını, yıllardır mücadele edilen bir bakteri türü olduğunu belirterek, "Aslında 2014 yılından beri bu bakteri türünün bir salgın yapmasını bekliyorduk. Özellikle İngiltere’de 2018’de ‘kızıl salgını’ yapmıştı. Ciddi bir salgın bekliyorduk; fakat Covid-19 pandemisi nedeniyle alınan önlemler streptokok enfeksiyonun da oluşmasını engelledi. Onun bir salgın haline gelmesini engelledi. Ne yazık ki, pandemi önlemleri ortadan kalkınca bakteri kendine bir alan buldu ve şu an ciddi bir salgın yaşıyoruz, Strep A enfeksiyonunu görüyoruz. Diğer üst solunum enfeksiyonlarından farklı bir bakteri. Virüs değil, bir bakteri ile mücadele ediyoruz. O yüzden elimizde antibiyotik gibi bir silahımız var. Tanısı konursa, antibiyotik ile rahatlıkla tedavi edebildiğimiz bir bakteri ile karşı karşıyayız" diye konuştu.
'ÖLÜMLER GÖRÜLEBİLİR'
Taşkınoğlu, Strep A'nın kendine fırsat bulduğunda enfeksiyona neden olacağına dikkat çekerek, şöyle konuştu:
"Bakteri kendine daha da fırsat bulursa bu enfeksiyonu ilerletip, daha ciddi enfeksiyonlara neden olabiliyor. Alt solunum yolunu, cildi enfekte edebiliyor hatta daha da ilerleyip ‘et yiyen bakteri’ diye tabir edilen görüntüye sebep oluyor. Hatta kanda yerleşik tabloya sebep olursa ‘toksik şok sendromuna’ neden oluyor. Bu komplikasyonların sonucu da ölümle seyredebilen ciddi enfeksiyonlar olarak kabul ediliyor.
Aslında bu enfeksiyonlar 100 binde 1 ancak görülür, çok sık görülen enfeksiyon değil; ancak vaka sayısı arttıkça tabii ki komplikasyon riski de artıyor. O yüzden de daha sık ölümler görülebilir. İngiltere’de 2014 yılından beri ciddi bir salgın bekleniyordu. 2020’de bu salgın biraz ötelendi; şimdi onu yaşıyorlar. Sadece İngiltere’de değil başka ülkelerden de mesela Kanada’dan ölüm haberleri alıyoruz."
Kaynak: Cumhuriyet